Türkiye, çok yakın bir tarihte yeni bir vergi türüyle tanışacak. Karbon Vergisi, kısa adıyla KAV… Üreticiler ve dolayısıyla da tüketiciler, KAV’la birlikte milyarlarca liralık yeni bir vergi yükünü üstlenecek.
Türkiye’nin, karbonsuzlaşma kapsamında Avrupa’ya 2032 yılına kadar ödemesi gündeme gelecek olası en düşük tutar 2.5 milyar euro, yaklaşık 72 milyar TL. Bu tutar, vergiye tabi olacak sektörlerin genişletilmesi durumunda (beyaz eşya ve otomotiv) birkaç katına kadar çıkabilecek. 7 milyar euroyu bulacağı hesaplanıyor.
Ekonominin, 2024-2026 yıllarına ilişkin yol haritası niteliğindeki Orta Vadeli Program’da (OVP) da Karbon Vergisi yer aldı. OVP’de, bu konunun ciddi bir maliyet artışına yol açacağı vurgulandı ve şunlar kaydedildi:
“Avrupa Birliği çok da uzak olmayan bir vadede ithal ettiği karbon ayak izine sahip mallara karbon emisyon oranına göre vergi uygulayacak. Daha çok demir-çelik, çimento, cam, seramik ve plastik sanayileri etkilemesi beklenen vergi elbette ciddi bir maliyet artışına ve rekabet dezavantajına neden olacak.”
UZMANI KONUŞTU
Petrol ve enerji uzmanı, karbon mekanizmasını ve bu süreci yakından takip eden Dr. İbrahim Palaz’la, Avrupa’nın 2026 yılında uygulamaya koyacağını açıkladığı “sınırda karbon düzenlemesi”ni ve bunun maliyetini konuştuk. İşte, sorularımız ve yanıtları:
– Avrupa Birliği’nin (AB) söz konusu mekanizmasını anlatabilir misiniz?
Avrupa Birliği, Türkiye’ye, 2026 yılında sınırda karbon düzenleme mekanizmasını uygulamaya koyacağını beyan etti. Avrupa’nın kendi içinde karbon emisyon ticaret sistemi adını verdiği bir sistem var. Buna göre Avrupa, kendi içinde karbondioksiti çok üreten şirketleri vergilendiriyor. Hiç üretmeyenden vergi almıyor. Az üretenleri de ona göre vergilendiriyor. Bu Paris Anlaşması ile uyumlu, Avrupa’nın karbondioksit konusundaki duyarlılığını gösteriyor.
– Avrupa Birliği, bu sistemi, Türkiye’yi de içine alacak biçimde genişletiyor mu?
Avrupa, karbon emisyon ticaret sistemi kapsamında “Bunu ben uzatıyorum, ithalat yaptığım ülkelere de uygulayacağım” diyor. O uzantının adı “sınırda karbon düzenleme mekanizması”.
Bu mekanizma Türkiye için 2026 yılında uygulanmaya başlanacak. 2026 yılında şu anda beyan edilen kalemler demir-çelik ve ara ürünleri, çimento, gübre, hidrojen, elektrik ve alüminyum sektörlerinde uygulanacak. Bunlara ek olarak beyaz eşya ve otomotivin de üzerinde çalışıldığını biliyoruz. Beyaz eşya ve otomotiv, Türkiye için diğer kalemlerin hepsinden daha önemli. Çünkü beyaz eşyada Avrupa’nın bir numaralı tedarikçisiyiz. Otomotivde de Çin’den sonra Avrupa’ya en çok ihracat yapan ülkeyiz.
– Türkiye için ne kadarlık bir vergi söz konusu olacak?
Eğer Avrupa, beyaz eşya ve otomotivi dışarıda bırakarak her bir ton üretilen karbondioksit için 150 euro verginin Türkiye tarafından ödenmesini talep ederse (ki bu rakam daha tespit edilmedi) bu durumda 2032 yılına kadar Avrupa’ya ödeyeceğimiz karbon vergisi 2.5 milyar euro kadar olacak. Bu tutar, beyaz eşya ve otomotiv de eklenirse katlanacak. Bu durumda 5 milyar euro, hatta 7 milyar euroya kadar çıkabilir.
– Çok ciddi bir tutar…
Dolayısıyla son derece önemli, zaman da çok az. Çünkü, alınacak tedbirler kısa sürede hayata geçirilecek gibi değil. Zaman geçirmeden bu tedbirlerin alınması gerekiyor.
– Özel sektör ne yapmalı?
Özel şirketler kendileri karbonsuzlaşma yönünde adım atabilirlerse ki mutlaka atacaklardır, bu onlar için hayati önem taşımakta.
Birkaç şirketin birleşerek beraberce karbonsuzlaşma yolunda adım atmaları da söz konusu olabilecek. Örneğin kömürden nüklere ya da hidrojene geçme, yenilenebilir enerjinin kapasitesini artırma gibi önlemleri mutlaka alacaklardır. Almaları da kanımca gerekir.
– İktidarın atması gereken adımlar neler?
Devletimizin, hükümetimizin atması gereken önemli adımlar da var. Avrupa Birliği, ithalat yaptığı ülkelere, “Eğer sen yerel olarak bir karbon vergilendirme sistemini kendin uygularsan senin ilgili şirketlerden toplamış olduğun karbon vergilerini, onların bana vermeleri gereken karbon vergilerinden düşeceğim” diyor.
Dolayısıyla bu devlet için yeni bir kaynak oluşturuyor. Belki bu kaynak, çok kısa sürede özel sektörün de karbonsuzlaşma yolunda atacağı adımlarda kullanılabilir. Bu şirketlere destek şeklinde karbonsuzlaşma yolunda adımlar atılabilir.
Türkiye için bekleme zamanı değil. Devlet, hükümet, özel sektör beraberce süratle çalışıp bu yeni engeli aşacak adımları hızla atmalı.
– Üreticilere ve dolayısıyla tüketicilere ciddi boyutta vergi yükü söz konusu olacak. Bu mekanizmanın yararı konusunda neler söylenebilir?
-Türkiye ve çevre için faydalı olacak. Daha az karbondioksit üreten bir ülke haline geleceğiz. Paris Anlaşması’na süratle uyan bir ülke olacağız. Türkiye, bu işten bir şekilde faydalanacak. Ama bunun için hazır hale gelmemiz gerekiyor.
YENİ VERGİ VAR MI?
Hazine ve Maliye Bakanlığı, KAV’la ilgili çalışmalarını sürdürüyor. Hazine ve Maliye kaynakları, bu yıl ek ya da yeni bir verginin söz konusu olmadığını belirtiyor.
Ancak vatandaşlar, 2024 yılında, özellikle de 31 Mart yerel seçimleri sonrasında ağır vergi yüküyle karşı karşıya kalacak gibi görünüyor.