Bülent Buda: Bütünüyle Murat’ı yazalım. Özveriden söz edelim.
Öncelikle golü attıktan sonra yaşadığı sevincin duygusal dışa vurumunu konuşalım. 42 yaşında. Nasıl tanımlayalım, Murat’ın siyah beyazlı formayla yaşadığı evreleri.
Haftalardır 3 puanla sanki ilişkisini kesmiş bir takım görünümünde Altay.
Bu tanımlama eleştirel bir bakış açısı değil, yaşananlar ile futbolcular üzerindeki etkileri. Takımdaki eksilmeler, alt yapıdan gelenlerin çabaladıkları gelişme, alışma, büyüme süreçleri.
Yönetimdeki savrulmalar, finansal dar boğazlar. Var olan ağırlığı taşıyamamanın yöneticiler üzerinde oluşturduğu eziklik!
Tribünleri dolduramayan ya da doldurmayan taraftar kitlesi. Böylesine acımasız savrulmalarda Murat’ın birinci sınıf kafa dokunuşuyla attığı golün oluşturduğu muhteşem sevinç ve umut.
Uzun aradan sonra 3 puana ulaşmanın buruk mutluluğu. Bırakmayın, asla vazgeçmeyin. Murat Uluç ile yoldaşları.
Ulaşabileceğiniz başarılar arasında bir tanesi diğerlerinin tümünü olası kılacak şeydir. O da kendi karakterinizi yaratmaktır.
Vazgeçmeyin. Güzel günler göreceksiniz, aydınlık günler…
Fatih Tanfer: Dramatik bir maçtı. Rakibi Giresunspor lig sonuncusu Altay ise bir üstünde yer alıyor. Kümede kalma mücadelesi açısından her ikisinin de durumunun zor olduğu bir gerçek.
Altay’ın oyun iştahı iyiydi.
Topu hızlı bir şekilde, özellikle Salih ve Eren’le rakip alana taşıdı.
Gençler dinamik bir oyun anlayışıyla atak üstünlüğünü de ele geçirdiler.
42 yaşındaki Murat, attığı golle Altay’ın oyun anlamındaki en büyük problemi olan gol sorununu çözdü.
Tüm oyuncular elinden geleni yapıyor. 16 yaşındaki Enes’in ileride iyi bir futbolcu olacağına inanıyorum. Bundan sonra ne olur? Geçen hafta yazdığımı tekrar ediyorum.
Altay geleceği için doğru bir yol haritası belirlemeli. Lig de ne olur sorunsunun cevabı ise galibiyet serisi başlarsa her şey olabilir.
Mehmet Demirtaş: Altay için her şey bitti mi. Aslında biten bir şey yok. İşi matematiğe vurursan, alacağın seri puanlar düze çıkarabilir takımı.
Herşey üst üste kazanılacak üç dört maça bakar. Giresunspor’dan alınan 3 puan ve 42 yaşındaki Murat Uluç’un golüyle gelen galibiyet Altay formasını terletme şansı doğan gençlere büyük örnek… Gençlerin mecburiyetten de olsa kendilerine verilen bu imkanları çok çalışarak, geliştirerek fazla zaman kaybetmeden iyi değerlendirmeleri gerekiyor. Evet, geldik zurnanın zırt dediği yere. Altay bugünden sonra çok önemli bir viraja giriyor. Hem de öyle böyle değil. Geçmişte küme düşen takımlar gibi tarihe gömülme durumları da var, ya da düzlüğe çıkma ihtimaleri de.
Bugünden itibaren Altay camiası daha dikkatli olmak zorunda. Öncelikle mevcut gençlerin kendilerini daha çok çalışarak kalan 10 maçta direnişlerini sürdürmeleri çok önemli. İmza yetkisi dahi olmayan yönetimin eğer devam etme niyetleri varsa en yakın zamanda kongre yapıp güçlü bir oluşumla Altay’ın geleceğini planlaması gerekiyor. Proje üretmek, kalıcı gelir sağlamak üretken olmak zorundalar. Zaten dağ gibi borç var, bunun üstüne bir lira koymak Altay’a daha büyük ihanet olur. İnanın bu günden sonra daha da kötüsü olursa, ne bu kulübü alan olur ne de bir el atan. Alanın da elinde kalır benden söylemesi.
Keşke geniş çaplı bir toplantı yapılsa her kesim bu işe bir el atsaydı. Tüm eski başkanlar, milletvekillerinden, belediye başkanlarına, o çok değerli eski yöneticilere taraftar gruplarına, kadar etkili ve yetkililer bir araya gelseler, ortak bir konsorsiyum sağlansa. Zaman akıp gidiyor. Bugünden sonra dönüşü olmayan bir yola girilebilir. Ya batarsınız ya çıkarsınız. Ortası yoktur, olamaz. Lütfen herkes bir kez daha düşünsün… Gelin isterseniz zaman geçirmeden, vakit kaybetmeden, Altay’ı hayata nasıl döndürebilirizi konuşun…