İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB iştirak şirketi Kültür A.Ş.’nin hayata geçirdiği ‘Dijital Deneyim Müzesi’ açılış törenine katıldı. İmamoğlu, “Göreve geldiğimizde sayısı 4 olan İBB kurumumuzun sorumluluğundaki müzeleri, 4,5 yılda 4’ten tam 22’ye çıkarttık. Bu, değerli bir başarıdır. Bu müzelerin önemli bir bölümü, tarihi alan ve yapıların yeniden işlevlendirilmesiyle hayata geçti. Müzelerimiz, bugünle geleceği buluşturan, çok özel mekanlar oldular. Şehrimize kazandırdığımız bu eserler, İstanbul’dan, özellikle memleketimizin ve dünyanın dört bir yanından, tam 11,5 milyon ziyaretçi ağırladı. Bu da çok özel bir rakam. İstanbul gibi bir şehrin müze fakiri olması, asla kabul edilemez. Tam aksine çok daha adımlar atacağımızı buradan belirtmek isterim. Müze sayısı ve kalitesinin bir şehrin gelişmişlik göstergelerinden birisidir. Bu anlamda, başka şehirlere imrenmenin değil de, bu kentin bu güzel müzelerini dünyanın her yerinde gururla anlatabilmenin sayfasını açıyoruz” diye konuştu.
“28 YENİ MÜZE VE SANAT MERKEZİ DAHA KAZANDIRACAĞIZ”
Yeni dönemde de İstanbul’a yeni müzeler, sanat merkezleri ve arkeoparklar kazandırmaya kararlı olduklarını vurgulayan İmamoğlu, “Yeni dönemde İstanbul’a, 28 yeni müze ve sanat merkezi daha kazandıracağız. Kağıthane, Dolmabahçe ve Yedikule’de 3 yeni ‘Müze Gazhane’ açacağız. Şeyh Vefa Arkeoparkı’nı, Yoros Kalesi Arkeopark’ını, Milyon Taşı Kazı Alanı Arkeoparkı’nı da açacağız ve İstanbul bu anlamda, çok önemli 3 yeni alanı daha kazanmış olacak. Feshane ikinci etap çok etkileyici bir bina, İstanbul’u bekliyor. Feshane, ikinci etabın bitmesiyle dünyanın en etkileyici kültür-sanat alanlarından ve en güçlü metrekarelerinden birine ulaşacak. Azatlı Baruthanesi’nin açılışını yapacağız. 4 tarihi tiyatroyu yeniden perdelerini açar hale geleceğiz. Rumeli Hisarı ve tarihi Yoros Kalesi’ni, kültür ve turizme güçlü bir şekilde kazandırıyoruz. Buralarda çalışmalarımız sürüyor. Rumeli Hisarı, neredeyse depremle ilgili yüzleşmeye ramak kalmışken, el atmamızla sıkı bir güçlendirmeyle, ecdat yadigarını tekrar İstanbul’a kazandırıyor olmanın da gururunu yaşıyorum. Tarihi kara surları muhteşem bir yolculukla ilerliyor. Kesintisiz 22 kilometrelik yenileme çalışmalarını tamamlayacağız. Muhteşem bir destinasyon. Dünyanın her yerinde servis edilecek” ifadelerini kullandı.
“RESTORASYON BİLİMİ AÇISINDAN, NE YAZIK Kİ SIKINTILI BİRTAKIM İŞLERE İMZA ATTILAR”
İmamoğlu, “Çünkü biz kendimizi, başkaları gibi İstanbul’un sahibi olarak görmüyoruz. İstanbul’un muhafızı olarak kabul ediyoruz. Bu çok önemli bir karakter. Bizler; İstanbul’un tarihi, kültürel, doğal Türk mirasını canı pahasına koruyacak, yeni nesillere de en doğru şekliyle, korunaklı, doğru fonksiyonlarla aktaracak muhafızlarıyız. Ve bu muhafızlık dönemimizi, göreceksiniz tarih yazacak. İstanbul’u mülkü gibi görenler, İstanbul’a yalnız kendilerinin onayladığı türde bir yaşam tarzı dayatmaya kalkanlar, yıllarca bu şehrin tarihine, kültürüne, sanatına, ecdat yadigarı yapılara, inanç yapılarımızı, her şeye, inanın yatırım yapma gereği duymadılar ya da yatırım yaptıkları belli alanlarda da gerçekten sanat tarihi açısından, arkeolojik tarihi açısından, restorasyon bilimi açısından, ne yazık ki sıkıntılı birtakım işlere imza attılar. Tabii biz şunu biliyoruz; onlar, sadece imara açılacak kamu alanlar, işgal edilecek tarihi alanlar, parsellenecek sahillerle ilgilendiler” şeklinde konuştu.
“SÜLEYMANİYE’DE ENVANTERE GİRMİŞ YÜZLERCE TARİHİ AHŞAP YAPI TALAN EDİLDİ”
Bu konuda Süleymaniye örneğini veren İmamoğlu, “Süleymaniye’de yüzlerce, envantere girmiş tarihi ahşap yapılar talan edildi ve yok edildi. Biz gelmeseydik, oraya bildiğiniz bir inşaat, site alanı imalatı yapılacaktı. Biz durdurduk işi. Geri döndürmeye çalışıyoruz. Bin 100’e yakın, 70’li yıllarda kayda girmiş mimari yapıdan, 150-200 tane kalabildi. O bakımdan gerçekten büyük bir kıyım. İnanın hayalleri gerçek olur da, 31 Mart’tan sonra İstanbul’u kazanırlarsa, bizim bu şehre kazandırdığımız müzeleri, kültür ve sanat merkezlerini, anlayışımızı çürütmekten asla geri durmazlar. Ne yaparlar söyleyeyim; buraların yönetimini özensiz, liyakatsiz sahalara terk ederler ve her alanda yaptıkları gibi, buraları özelleştirmeyi kendilerine maharet olarak görürler” diye konuştu.